İçeriğe geç

Osmanlıda kapılarda ne yazardı ?

Osmanlı’da Kapılarda Ne Yazardı? Bir Kapının Ardındaki Sessiz Hikâye

Her kapının ardında bir hikâye vardır. Bazılarını biz yaşarız, bazılarını ise taşlara işlenmiş birkaç kelime anlatır bize… Osmanlı sokaklarında yürürken o eski ahşap kapılara dokunursanız, yalnızca bir evin eşiğine değil, yüzyılların bilgeliğine de dokunmuş olursunuz. Bu yazıda sizi, bir kapının önünde başlayan bir hikâyeye davet ediyorum. Belki de bir kelimenin, bir dua kadar derin anlamlar taşıyabileceğini yeniden hatırlarsınız.

Bir Kapının Önünde: Mehmet ve Zeynep’in Yolculuğu

Mehmet, tarih tutkunu, araştırmayı seven ve olaylara hep stratejik gözle bakan genç bir öğretmendi. Onun için geçmiş, sadece bir anı değil, bugünü anlamanın anahtarıydı. Bir gün öğrencileriyle birlikte Osmanlı döneminden kalma eski bir mahallede tarih gezisine çıktı. Dar sokaklarda yürürken, gözleri bir evin üzerinde duran ahşap kapıya takıldı.

Kapıda eski Osmanlıca ile yazılmış tek bir kelime vardı: “Sabır.”

Yanında yürüyen Zeynep ise Mehmet’ten tamamen farklıydı. Empatik, duygularıyla düşünen, geçmişle insanlar arasında bağ kurmayı seven bir psikoloji öğrencisiydi. O da aynı kelimeye baktı ama Mehmet’ten farklı bir şey gördü. Ona göre bu sadece bir kelime değil, o evde yaşayan insanların hayat felsefesiydi.

Osmanlı Kapılarında Yazılı Olanlar: Birer Dua, Birer Mesaj

Osmanlı döneminde kapılar yalnızca içeri girilen yerler değildi; bir evin ruhunu, bir ailenin değerlerini ve inançlarını yansıtan birer aynaydı. Bu yüzden kapıların üstüne çoğu zaman anlamlı sözler, dualar ve öğütler yazılırdı.

Bazı örnekler:

“Bismillahirrahmanirrahim” – Her adımın Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla başlaması için.

“Ya Hafız” – Evin ve içindekilerin korunması için.

“Sabır” – Hayatın zorluklarını göğüslemeyi hatırlatmak için.

“Elhamdülillah” – Her nimete şükürle yaklaşmak için.

“Hoş Geldin Seferî” – Kapıya gelen misafirin baş tacı olduğunu göstermek için.

Bu yazılar sadece süs değildi; kapıdan geçen herkese bir mesaj, içeri giren herkese bir öğüt verirdi.

Bir Yazının Ardındaki Strateji: Mehmet’in Düşüncesi

Mehmet, gördüğü her yazının ardında bir strateji olduğunu düşünürdü. Ona göre Osmanlı toplumunda kapıya yazılan bir kelime, evin düzeniyle ilgili bir mesajdı. “Sabır” yazısı, o hanede kavgadan uzak, tevekkülle yaşayan insanların olduğunu gösterirdi. “Ya Hafız” ise evin güvenlik anlayışını ilahi korumaya emanet ettiklerinin bir işaretiydi.

Mehmet, öğrencilerine dönüp şöyle dedi:

> “Bir devletin nasıl büyüdüğünü anlamak için önce evlerinin kapısına bakın. Çünkü orada, milletin karakteri yazar.”

Bir Kelimenin Ardındaki Duygu: Zeynep’in Gözünden

Zeynep içinse mesele stratejiden çok daha derindi. O yazılar, insanların iç dünyasının bir yansımasıydı. “Elhamdülillah” yazan bir kapı, her lokmaya şükreden bir annenin duasını temsil ederdi. “Hoş Geldin Seferî” yazan bir kapıdan giren misafir, sadece çay değil, gönül sıcaklığı da bulurdu.

Zeynep kapının önünde durdu, parmaklarını “Sabır” kelimesinin üzerinden geçirdi ve şöyle fısıldadı:

> “Belki de bu kelime, o evin en çok ihtiyaç duyduğu şeydi…”

Kapıların Sessiz Öğütleri: Kültürel Bir Miras

Osmanlı’da kapılar, insanların kendilerini ifade ettiği birer kültürel alan gibiydi. Her kelime, bir ahlak dersini, bir yaşam felsefesini ve toplumsal bilinci temsil ederdi. Kapıya yazılan bir dua, dışarıdan geleni sadece selamlamakla kalmaz; onu eğitir, düşündürür, yönlendirirdi.

Bugün modern apartman kapılarında bu geleneğin izleri azalsa da, hâlâ bazı eski evlerde bu sözlere rastlayabilirsiniz. Ve belki de farkında olmadan, o kelimeler bize hâlâ aynı şeyi söylüyor: Sabret, şükret, koru, sev, paylaş.

Bir Kapıdan Daha Fazlası

Mehmet ve Zeynep o gün sadece bir kelime okuduklarını düşünseler de aslında bir geleneğin derinliğini keşfetmişlerdi. O kapıdan içeri girmediler belki ama o kelimeler, zihinlerinin kapısını araladı.

Belki de en doğru soru şu: Bugün kendi kapımıza ne yazardık?

“Sevgi”? “Huzur”? “Direnç”? Yoksa hâlâ en çok ihtiyaç duyduğumuz o kelime mi: Sabır…

Sonuç: Kapılar Konuşur, Yeter ki Dinleyelim

“Osmanlı’da kapılarda ne yazardı?” sorusunun cevabı aslında çok basit ama bir o kadar da derin: İnsanlığın değerleri yazardı. Dua yazardı, öğüt yazardı, kalpten geçen en samimi temenniler yazardı.

Çünkü Osmanlı’da kapı sadece bir giriş değil, bir mesajdı. Ve o mesaj, yüzyıllar sonra bile hâlâ kulağımıza fısıldıyor:

> “Bu evde sabır var… Bu evde sevgi var… Bu evde huzur var…”

Kelime sayısı: ~690

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort deneme bonusu veren siteler 2025
Sitemap
betexpersplash