PSA Değerini Düşürmek İçin Ne Yapmalı? Psikolojik Bir Bakış Bir psikolog olarak, insan davranışlarını çözümlemek, içsel çatışmalarla ve sağlıklı bir yaşam sürmenin yollarıyla ilgilenmek her zaman ilgimi çekmiştir. Bazen en derin duygusal ve bilişsel süreçler, fiziksel sağlığımız üzerinde doğrudan etkiler yaratabilir. PSA (prostat spesifik antijen) değerinin yükselmesi, sağlıkla ilgili ciddi endişelere yol açabilir, ancak fiziksel sağlığın yalnızca biyolojik bir yansıma olmadığını, psikolojik faktörlerin de önemli bir rol oynadığını unutmamalıyız. Bir kişinin PSA değerini düşürmek için yaptığı çabalar, sadece fiziksel aktivitelerle sınırlı kalmamalıdır; aynı zamanda bilişsel, duygusal ve sosyal psikolojinin derinliklerine inmek de bu süreci anlamada kritik bir rol oynar. Çünkü…
Yorum BırakÖzgür Düşünce Alanı Yazılar
Gözüm Akıyor Ne Yapmalıyım? Öğrenmenin Işığında Bedensel Farkındalık Bir eğitimci olarak her zaman şunu düşünürüm: İnsan sadece akılla değil, bedenle de öğrenir. Çünkü öğrenme, zihnin bir eylemi olduğu kadar, bedensel farkındalığın da bir yansımasıdır. Bir öğrencinin gözünden yaş geldiğinde, bu yalnızca bir refleks değildir; bazen duygusal bir tepki, bazen de öğrenme sürecinde yaşanan içsel bir değişimin dışavurumudur. O hâlde “Gözüm akıyor, ne yapmalıyım?” sorusunu yalnızca tıbbi bir durum olarak değil, pedagojik bir metafor olarak da düşünebiliriz: Ne zaman gözümüz akarsa, aslında bir öğrenme sürecinin içindeyizdir. Pedagojik Bir Bakış: Gözyaşı Bir Öğrenme Aracı mıdır? Göz, bilgiyle ilk temas ettiğimiz organdır. Göz…
Yorum BırakEksik Kapasite Ne Demek? Bir Hikâyenin Kalbinden Gelen Gerçek Bazen bir kelime, hayatın en derin anlamlarını içinde taşır. Bugün sana bir hikâye anlatmak istiyorum. Belki kendi hayatından bir parça bulacaksın içinde, belki de hiç fark etmediğin bir “eksik”le yüzleşeceksin. Çünkü “eksik kapasite” sadece bir yetersizlik değil, aynı zamanda bir dönüşüm yolculuğudur. — Eksik Kapasitenin Hikâyesi: Ali ve Elif Ali, hayatta hep çözüm arayan bir adamdı. Mühendis olarak çalıştığı şirkette en karmaşık sorunları bile soğukkanlılıkla çözebilir, kimsenin aklına gelmeyen stratejiler geliştirebilirdi. Onun için hayat, bir satranç tahtasıydı; her hamlenin bir mantığı, her sorunun bir çözümü vardı. Elif ise bambaşkaydı. İnsanların ne…
Yorum BırakA Sosyal Ne Demek Kısaca? Etiketin Ötesinde Sessiz Bir Konfor Alanı Şöyle düşün: küçük bir kafede arkadaşlarla buluşmuşuz, sandalyeleri çevirip halka olmuşuz. Ben bu yazıyı yıllardır sosyal hayatın iniş çıkışlarını merak eden biri olarak yazıyorum ve baştan söyleyeyim; “a sosyal ne demek kısaca?” sorusunun cevabı tek kelimeyle bitmiyor. Bazen kalabalığın dışındaki huzuru, bazen de kalabalığın içinde bile kendi ritmini korumayı anlatıyor. Gel, kökeninden bugüne, oradan da yarına uzanan bir yolculuk yapalım. “A Sosyal” Ne Demek, Kısaca ve Net Günlük dilde “a sosyal” (yaygın yazımıyla asosyal) genellikle sosyal etkileşimi tercih etmeyen ya da düşük yoğunlukta ilişki kurmayı seçen kişi için kullanılır.…
Yorum BırakGörüntü Teknolojisi Nedir? İnsan Zihninin Yansımaları Üzerine Psikolojik Bir İnceleme Bir psikolog olarak her zaman insanların dünyayı nasıl algıladıklarını, gördüklerini ve yorumladıklarını merak etmişimdir. Bir danışanın yüzündeki bir mimik, sosyal medyada paylaştığı bir fotoğraf, ya da sanal gerçeklikteki bir deneyimi bile, onun iç dünyasına dair ipuçları taşır. Görüntü teknolojisi tam da bu noktada devreye girer: insan zihninin algısal filtrelerinden geçerek, gerçekliği yeniden inşa eder. Peki bu teknoloji yalnızca görüntü üretmekle mi kalıyor, yoksa insan davranışlarını, duygularını ve düşünme biçimlerini de biçimlendiriyor mu? Bilişsel Psikoloji Açısından Görüntü Teknolojisi Bilişsel psikolojiye göre insan zihni, bilgiyi görsel semboller aracılığıyla işler. Görüntü teknolojileri —…
Yorum BırakGüç, Estetik ve Semboller: “Gugu Çiçeği”nin Siyaset Bilimi Bağlamında Anlamı Bir siyaset bilimci olarak, bazen en sıradan görünen kelimelerin bile toplumsal gücü nasıl temsil ettiğine hayran kalırım. “Gugu çiçeği” ifadesi ilk bakışta masum, hatta romantik bir çağrışım yaratır. Ancak siyaset biliminin derin sularında, her sembol bir ideolojik işaret taşır. Gugu çiçeği, güç ilişkilerinin, itaatin ve görünmeyen direniş biçimlerinin sembolik bir ifadesi olarak okunabilir. Tıpkı iktidar gibi, bu kelime de sevimlilikle örtülmüş bir kontrol mekanizmasını gizler. Bu yüzden “Gugu çiçeği nedir?” sorusu, sadece bir botanik merak değil; aslında toplumsal düzenin nasıl kurulduğunu, kimlerin hangi rolleri benimsediğini anlamak için bir anahtardır. İktidarın…
Yorum BırakEn Büyük Şirk Nedir? Gücün Gölgesinde İnsan ve İktidar Bir siyaset bilimci için en temel mesele, gücün kimde olduğu kadar, onun nasıl meşrulaştırıldığıdır. Tarih boyunca insanlar sadece Tanrı’ya değil, devlete, lidere, paraya ve ideolojiye de itaat etmiştir. Peki, en büyük şirk nedir? sorusu yalnızca teolojik bir uyarı mı, yoksa modern siyasetin aynasında yansıyan bir eleştiri mi? Bu yazı, iktidar, kurumlar, ideoloji ve vatandaşlık kavramlarını siyaset bilimi perspektifinden harmanlayarak bu soruya yeni bir anlam katmayı amaçlıyor. Gücün Kutsallaştırılması: Siyasetin İlk Günahı Tarih boyunca en büyük şirk, insanın kendi yarattığı güce tapması olmuştur. Antik çağlarda bu, kralların ilahlaştırılmasıyla görünür hale gelmişti. Firavunlar,…
Yorum BırakKaynakların Sınırlılığı ve Ekonomik Seçimlerin Ağırlığı Ekonomide her karar, sınırlı kaynaklar arasında yapılan bir tercih anlamına gelir. Buğday üretimi de bu temel prensibin bir yansımasıdır. Toprağın verimliliği, gübre miktarı, iş gücü ve sermaye gibi unsurlar sınırlıdır. Bir ekonomist gözüyle baktığımızda, çiftçinin “taban gübresi atıp atmama” kararı yalnızca tarımsal bir tercih değil, aynı zamanda ekonomik bir denge arayışıdır. Çünkü bu karar, hem bireysel üretim maliyetlerini hem de ülkenin genel gıda arzını etkileyen zincirleme bir sonuç doğurur. Buğdaya Taban Gübresi Atılmazsa Ne Olur? Verim Kaybı ve Maliyet Dengesizliği Taban gübresi, buğdayın kök gelişimini destekleyen, ilk büyüme evresinde gerekli azot, fosfor ve potasyumu…
Yorum BırakCönk Kimin Eseri? Bir Edebiyat Yolculuğunda Derin Bir Keşif Bir kelime, bazen tüm bir kültürün, bir dönemin veya bir düşünce akımının yansıması olabilir. “Cönk” kelimesi, Türk edebiyatının derinliklerine uzandığımızda karşımıza çıkan, tarihsel ve kültürel açıdan önemli bir kavramdır. Peki, “Cönk” kimin eseri? Şimdi sizlere, bu soruyu sadece bir kelime ya da bir kitap olarak değil, onun ötesinde, bir dönemin, bir düşünsel dünyanın izlerini süren bir yazı sunmak istiyorum. Bu kelimeye farklı bir açıdan yaklaşmak, onun derinliklerine inmeye cesaret etmek, belki de yazının gücüne olan bakış açımızı değiştirir. Hazır mısınız? Cönk: TDK’deki Anlamından Fazlası İlk bakışta, TDK’ye göz attığınızda, “cönk” kelimesi,…
Yorum Bırak31 Çekmenin Cezası Nedir? Beden, İnanç ve Toplum Arasında Gizli Bir Gerilim İnsan davranışlarının en gizli, en özel alanlarından biri olan cinsellik, tarih boyunca hem dini hem toplumsal normların en çok müdahale ettiği konulardan biri olmuştur. Özellikle mastürbasyon — halk arasında bilinen adıyla “31 çekmek” — bireysel bir eylem olmasına rağmen, toplumların ahlaki, dini ve kültürel çerçevelerinde sürekli tartışma konusu olmuştur. Bu yazı, “31 çekmenin cezası nedir?” sorusunu sadece dini bir düzlemde değil; sosyolojik, psikolojik ve tarihsel perspektiflerden ele alarak yanıtlamayı amaçlar. Tarihsel Arka Plan: Cinselliğin Denetlenmesi Tarih boyunca toplumlar, cinselliği kontrol altında tutarak düzeni sağlamaya çalışmıştır. Antik Yunan’dan Orta…
Yorum Bırak